10 Aralık 2009 Perşembe

Eksilen zaman, geride kalan ise biz...

Son 15 gündür hayatımda o kadar çok şey değişti ki...


25 Kasım 2009, yaklaşık 3 yıldır çalıştığım işyerindeki son günümdü. Rahat ve huzurlu geçen zamanlarımı şimdiden arayacağım sanırım. Ailemin de İstanbula gelerek yardımlarıyla, Yukarı Dudullu'daki evimin eşyalarını toplarladım ve Muğla'ya gönderdim. İstanbulla bağlarımı kopartmış oldum.
Bunların sebebi ne mi? Tabii ki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak vatani görevimi yapma zorunluluğum. Stresli bir 10 gün önümde duruyor, İzmir'de sınava girecek ve 10 Aralığı heyecanla bekleyeceğim, sonuçların açıklanacağı tarih. Ve 2 gün içinde de teslim olacağım birliğime.
Son tırmanış günlerimi de Geyikbayırı'nda geçirmek istedim. İbrahim, Aylin ve Yağmur'la Ersin'in arabasıyla Kurban Bayramının arefe günü İstanbul'dan yoğun trafik eşliğinde yola çıktık. Bayramın ilk günü sabaha karşı Antalya'daydık.


Anatolia, Sarkıt ve Kebap sektörlerinde tırmandık. İlk gün yol yorgunluğuyla pek verimli geçmedi. Anatolia sektörde Mezarlarınıza Tüküreceğim (VIII-) rotasını flashladım. Kampımızı JOSITO Guest House'a attık. Engin, Güçlü, Yücel, Fikriye ve Ergün abi de oradaydılar. Bazı akşamlar Antalya'ya indik akşam yemekleri için. Bayram dolayısıyla Türkiye'nin her tarafından tırmanıcılar toplanmıştı, her zaman ki gibi yabancı tırmanıcılar da vardı, her yaştan ve çoluk çocuk, yaşlısı; yüzlerce rota seçeneği ve mevsim özelliklerinden dolayı Türkiye'yi, Geyikbayırı'nı tercih ediyorlar.


2. Gün, yani 28 Kasım'da günlerin de kısa olması sebebiyle, Ersinle birlikte hızlı bir şekilde Kebap sektördeki bütün rotaları çıktık neredeyse. VI+'dan bir başladık, VII-, VII, Sincap yolu VII+, Gekko VIII- ve Tequila VIII- rotalarını onsight, flash, redpoint bir Ersin bir ben çıktık.



Sonrasında Anatolia Sektöre geçerek Güçlü'nün de tırmandığı Power Slave (VIII+/IX-) rotasını 2. denememde çıktım. Verimli bir gün geçti. Akşam birer bira içmeyi hakettik sanırım. Burak'la Yücel ise Feslikan yaylası taraflarında, Moryel kayalıklarında geneksel tırmandılar. Tunç'un da kendi sitesinde yazdığı yazıya burdan ulaşabilirsiniz. http://www.tuncfindik.com/?p=1750

Ertesi gün, Climbers Garden'in karşı tarafındaki, ilk sektörlerden olan Sarkıt'a geçtik. Colonist (VIII-) rotasını onsight çıktım. Burakla, Yücel'in denediği Geyikbayırı Jazz Band (VIII+) rotasına ben de girdim fakat temiz çıkamadım. İmagination rotasının alt kısmını da çıktık ve yine VII+'lık başka bir rota daha çıktık(rehber kitabın 2. baskısında bu rota yok). Akşam Engin ve Fikriye İstanbula yola çıktıklar, Ersinler de gece çıktılar.





Son Gün, pazartesi günü kampı topladıktan sonra, yine Sarkıt sektöre geçtik; Güçlü, Yücel ve Ergün abi. Vücutlar iyice yorulmuştu, 3 gündür tırmanıyorduk. Bizon (VII) rotasını onsight,redpoint çıktım. Yağmur Duasına (VIII-) girdim fakat kilit etap olan istasyona gidişte çözemedim rotayı ve oturdum.

Doktor Mustafa abi ile Denizli'ye kadar gidebildim, ytudaktan Eren de vardi. 20:30'da Kale minibüsüne bindim fakat Kale'den ileriye araç bulamadım ve bir benzinlikte geceyi geçirdim. İyi ki yanımda çadır ve uyku tulumu vardı çünkü sabah kalktığımda çadırın üstü buzluydu, gece sağlam soğuk olmuş.

Sabahleyin Muğla otobüsünü beklerken otostop çektim ve bir tır durdu, Milas tarafına gidiyordu şansıma. Muğla'da Uğur Mumcu bulvarının girişinde indim. Apar topar eşyalarımı hazırladım ve köyden 29 Ekim'de bıraktığım motorumu alarak İzmir'e yola çıktım. Akşam 18:30 sularında Bornova'ya girdim, ertesi gün Gaziemir Ulaştırma Okulu'nda sınava girecektim, heyecanlıydım biraz.

2 Aralık günü 08:30'da Gaziemir'deydim. 38. grup 32. sırada ismimi yazdırmıştım. İyi ki yanıma bir kitap almışım, bütün gün beklemek çok sıkacaktı beni. 11:30 gibi Nizamiyeden içeri girdiğimizde içimi bir sevinç sarmıştı fakat bu mutluluk fazla uzun sürmedi, oradan oraya, bekleme salonundan bir başka bekleme salonuna geçerek akşamı etmiştik bile ve hala sınava girebilmiş değilim. Sonunda bir başka numara daha verdiler, aday numaram 53470. Sınav yaklaşık 1 saat sürüyor, ALES sınavına benzer bir sınav. Ulaştırma okulundan çıktığımda saat 21:00 olmuştu ve deli gibi yağmur yağıyordu.

Motorun yanına geldiğimde ıslanmıştım bile, hemen kaskımı takıp, yağmurluklarımı giydim ve görüş mesafesinin az olduğu bir havada Bornova'ya doğru giderken Karabağlar yolunda trafik ışıklarına yaklaşırken bir anda motorun kontrolünü kaybettim ve kendimi yerde sürüklenirken buldum. Şansıma kırmızı ışık yanıyordu ve araçların arasında 30-40 metre yerde sürüklendiğimi hatırlıyorum. Kırmızı ışık olmasaydı belki de araçların altında kalıp ezilebilirdim. Aklımdan bir sürü şey geçmesine rağmen ayağa kalkabildim ve ilk yanıma gelen kişiden yardım istedim. Bilincimin açık olup olmadığını kontrol etmek için, adama bana sorular sormasını istedim. Onun da yardımıyla motoru kaldırıp kenara çektik. Sanırım bir aracın da plakası yere düşmüştü. Motor ve ben yerde sürüklenirken, motor araca çarpmıştı.

Bütün gün hiçbirşey yiyip içmemiştim, kötü hava, sert tabanlı dağcılık botlarımın hissiyatının az olması... herşey üst üste gelmişti ve anlık bir hatamla motorun kontrolünü kaybetmiştim. Hemen İzmir'de oturan amcamı aradım ve 20 dakika içinde yanıma geldi. Amcamın da yardımıyla motoru yakınlardaki bir benzinliğe tekerleyerek götürdük. Motorun gidonu kırılmıştı ve yamulan eğrilen yerleri de vardı. Motoru benzinlikte brakıp eve geçtik. Şansıma bana hiçbirşey olmamıştı. Ne bir çizik ne de yara bere.

Ertesi gün Kahramanlar'daki Zafer motoru aradım ve motoru kendi araçlarıyla çektiler. Aslında satmak aklımda yoktu ama motorun servise girip tamir ettirilmesi gerekiyordu. Zafer motordan Barış abi ile anlaşıp motorun vekaletini verdim. Geçen sene Ocak ayında aldığım motordan bu şekilde ayrılmak bana baya bir koydu. Gerçi yazın da bir Niğde Aladağlar maceram vardı motorla ama yine de duygulandım ayrılırken. Yazın 19 numaralı bir arıza kodu vermişti ve bir türlü çözememiştik, kamyonla motoru İstanbul'a götürmüştüm. Serviste beynini yani kontrol ünitesini değiştirmişlerdi.

Akşamında İzmir Zirve Dağcılığın duvarına geçtim ve yaklaşık 2 saat, yapay duvarda antrenman yaptım. Biraz olsun üstmdeki stresi atabildim. Gamze ve Fikret'in sert rotalarında bünyeyi iyice yordum. Şans eseri motorsiklet kazasında hiçbir yerime birşey olmamıştı; sert hamlelere giriyor ve vücudumu bir oraya bir buraya esnetiyordum.
Pazar günü baktım ki hava açık ve güzel. Tırmanış malzemelerimi toparlayıp Bornova'dan 515 ile Buca'ya, oradan da kaynaklara geçtim. Tek başıma gitmiştim, köy kahvesine gelince Emrahları gördüm. Onlarla birlikte çıktım yukarı . Mamiçka (VI-) ve Komodo (VII+)'da ısındıktan sonra Kulaksızı (VIII-) çıktım. Emrah'ın da önerisi ile Hasta Siempre (VIII+) rotasına redpoint girdim, 2. denememde çıktım rotayı.

Akşam liseden arkadaşım Umutla birlikte Muğla'ya döndüm. 8 Aralık çarşamba günü sabahtan Yerkesik beldesine zeytin toplamaya gittim, 3-4 ağacı hemen toplayıp, öğleden sonra 3 gibi Gökova Çınar'daki rotaların altındaydık. Bu seferki partnerim babamdı, hızlıca malzeme bilgisi ve emniyet almasını gösterdikten sonra kolaylarından 3 rota çıktım. Babam da 2 rotada tope-rope tırmandı biraz. İlk kez deneyen birisine göre oldukça çabuk kavradı ve lider emniyetimi de rahatça aldı. Komogene VI- (sektörün en soldaki rotası,çatlak hattı), Hotel IV+ ve Santa Clara VI- rotalarını çıktım.

10 Aralık geldi bile, internetten heyecanla sonuçları bekliyorum gece 2:30 civarında sonuçlar verildi fakat aşırı yüklenme nedeniyle sistem sürekli sunucu hatası verdi. Büyük uğraşlar sonucu 1 saat sonra sonuçları görebilmiştim. Askerliğimi kısa dönem Jandarma Er olarak Çanakkale İl Jandarma Komutanlığı'nda yapacağım. 12 Aralık 17:00'a kadar birliğime teslim olmak zorundayım. Bir aksilik çıkmazsa, Mayıs ortasında terhis olacağım. Mayıs'ta yeniden görüşmek dileğiyle...

Sevgiyle,
Erkin Çakmak
10 Aralık 2009 -Muğla