16 Kasım 2009 Pazartesi

Doğayla baş başa tırmanış; Geyve, Adapazarı



Bir yandan meteoroloji sitelerinden hava durumuna bakıyor, bir yandan da nereye gideceğimize karar vermeye çalışıyorduk. Hazır hava açıkken ve yağışlı günler bastırmadan olabildiğince diğer bölgelerde de tırmanmaya çalışıyorduk; günübirlik gidemeyeceğimiz, Ballıkayalara göre uzak tırmanış bahçeleri... Cuma günü olmuştu ve hala bir karara varamamıştık; yola çıkar, kararımızı veririz dedik.


Cuma akşamı işten biraz geç çıkmama rağmen, hızlıca hazırlanıp 21:30 gibi İstanbul'dan ayrıldık; Engin ve Övgün ile. Havanın soğuk olması, Karakayaların uzak olması sebebiyle Geyve'ye gitmeye karar verdik. Haftaiçi yağışlı geçtiğinden dolayı bir hayli çamurluydu yollar, arabayı yola bırakıp 23:30 gibi kamp alanına vardık fakat ayakkabılarımız bir hayli çamur olmuştu. Hava geçen haftaya göre soğumuştu, kış kendini hissettirmeye başlamıştı şimdiden.


Sabah ayazıyla gözlerimizi açtığımızda saat 10'a geliyordu. Tembel tembel kahvaltımızı yapıp, yüzünü nazlı nazlı gösteren güneşle ısınmaya çalıştık. Tırmanış malzemelerini hazırlarken, Neziheler de kamp alanına gelmişlerdi; Erman,Esra ve DAG(Doğa Aktiviteleri Grubu)'tan bir arkadaş.


Kayaların dibine geldiğimizde güneş bir hayli yükselmişti, hatta çıplak tırmanabilecek kadar ısıtmıştı bizi. Geyvenin bir özelliği de kayalar bütün gün güneş aldığı için soğuk havada bile rahat tırmanabilmeniz. Tabii bu durum yaz mevsimi için sıkıntılı oluyor biraz.














İlk rotalarımız, uzun rotaların olduğu bloğun en solundaki görece kolay 5 rotanın en sağdaki 2 rotasıydı*(Fakirlerin Ceus'u VI+, Gandhi VII)*. Geyve'nin yeni bir bölge olmasından dolayı ve hala yeni hatlar açıldığı için rehber kitabı yok; ne rota adlarını biliyoruz ne de rotaların tam derecelerini.

Sonrasında yine Enginle sol bloğun ortasındaki büyük siyah, sarı akıntının (rotanın ortası negatifimsi), 4 rota solundaki hattı*(Gülen Adam VIII)* ve onun bir solunu *(Madonna VIII+,ilk ip boyu)* çıkmaya karar verdik. İlk denemelerimizde rotaları çıktık; Engin önden ekpresleri dizip çıkıyor, bana da flashlamak kalıyordu. Engin'in geçen hafta girdiği ve Ersinle çıktığı rotayı ben de merak ederek denemeye karar verdim; büyük siyah,sarı akıntının 3 solu*(Goriot Baba VIII)*, yani Enginle çıktığımız rotaların sağı. Rotanın geneli akıcı gidiyor fakat istasyona varmadan 3-4 bolt aşağısında sert 3-4 hamlelik bir ısırık var. Biraz tereddütlü ve bekleyerek hamleleri çözmeye çalıştım. Kiliti de geçince, istasyona vardım ve onsight,red point çıkmayı başardım(VIII derece civarı). Engin'in de tebriğini aldıktan sonra son rotamız da, Doğan'ın açtığı yaklaşık 40 metre uzunluğundaki, V derecelik kısa bir rotanın*(Bebiş V+)* sağıydı(aşağı yukarı VIII derece )*(Whymper VIII+)*. Bu sırada akşam olmak üzereydi, Aykut da partneri Mustafa ile kampa gelmiş ve tek atımlık bir rota kestirmişlerdi gözlerine. Engin yine önden ekpresleri dizerek oturmadan rahat bir şekilde çıktı rotayı. Üst kısmında ayakların zayıf olduğu bir yan geçişte her ne kadar zorlansam da ben de düşmeden çıkabildim.

Hava kararmıştı iyice, hemen kampa eşyalarımızı atıp, Geyve'ye indik. Yıldız Et Lokantası'nda karnımız şişene kadar yedik. Tadımlık şarabımızı alıp, taze çekirdekle kampa döndük. Hava bir hayli soğuktu, Övgünle Engin'in çadırına sığınıp şarabımızı yudumladık, birazcık muhabbetten sonra kendi çadırlarımıza geçerek uykuya çekildik.


Ertesi sabah yine güneşli bir güne uyanmıştık. Dünün yorgunluğunu ancak atabildi vücutlarımız. Biz daha gözlerimizi yeni açmışken, Aykutla Mustafa geleneksel bir hat çıkıyorlardı. Uzaktan görebiliyorduk onları. Tadını çıkarta çıkarta kahvaltımızı yapıp, kahvelerimizi içtik. V derecelik kısa bir rotada ısınıp, yine büyük siyah akıntının 2 solundaki rotayı(VII+, VIII- olabilir).*(Geyve Meyve VIII-)* Övgün önden ekpresleri dizerek çıktı, sonrasında ben de çıkarak istasyona sabitledim kendimi; Engin'in tırmanışını kameraya aldım. Heyecanla bekliyorum görüntüleri, bakalım nasıl oldu.

Dio(IX) rotasının hemen sağındaki 25 metrelik bir rotayı*(Techno İnferno VIII, ilk ip boyu)* da flash çıkmayı başardım(VIII,VIII+ olabilir) ve günü kapattık. Güneş de batmaya başlamıştı, hemen kamp alanına gidip, çadırlarımızı topladık ve eşyalarımızı çantalarımıza yerleştirdik. Geyve'deki Yıldız restoranda yemeğimizi yedikten sonra 18:30'da yola çıktık, 20:00'da İstanbula yağışlı bir havada girdik.



Bölgeyi Murat Kandi keşfetmiş ve özellikle sağ blokta birçok rotası var. Doğan, Öztürk ve Serkan'ın da rota açtığı bölgede şu an yaklaşık 40 rota var. Kamp alanı güzel; doğayla iç içe, sakin bir tırmanış olanağı sunuyor. Daha önceleri aşağıdaki bir tarladan su alınabiliyordu fakat suda fazla kireç çıktığı için su götürmek gerekiyor. Ve unutulmaması gereken önemli bir nokta da çevrede köylülerin ekili biçili tarlaları var, mümkün olduğunca patikaların dışına çıkmadan yürüyelim, tarlalara ve bağlara zarar vermeyelim. Her tırmanış bahçesindeki sorun gibi çöp bırakmayalım, sigara içenler izmaritlerini yerlere atmasın lütfen. Bir sevimsiz konu daha; tuvalet için kullandığınız ıslak mendillleri doğada bırakmayalım, çöp olarak geri şehre getirelim.

Bölgede emeği geçen herkese teşekkürler...

14-15 Kasım 2009

Erkin Çakmak


Önemli Not:

** İki yıldız arasında parantez işareti içindeki rota bilgilerini sonradan ekledim. Yazıyı yazdığım dönemde rehber bir kaynak olmadığı için rota adları ve derecelerini bilmiyorduk. Takoz dergisinin 2010 sayısında bölge tanıtımını ve rotaları ayrıntılı görebilirsiniz.



Tunç Fındık'ın sitesindeki Geyve Tırmanış Bölgesi ile ilgili haberler;
http://www.tuncfindik.com/?p=1228
http://www.tuncfindik.com/?p=1445
http://www.tuncfindik.com/?p=1711


tırmanış.org'daki Aykut'un bölge ile ilgili yazısı ve yeni açtıları geneksel bir rota;
http://tirmanis.org/index.php/gezgin/tirmanis-bolgeleri-tanitimlari/179-geyve-tirmanis-bolgesi

http://tirmanis.org/index.php/kaya-tirmanisi/geleneksel/200-geyvede-yeni-geleneksel-rota-bodoslama





Bölgenin google harita linki;
http://www.sakaryadagcilik.org/index.php/google-masptan-rotalar/sakarya-ve-civar-rotalar/748-geyve-tirmanis-bolgesi.html


Geyve ile ilgili diğer linkler;
http://www.dailymotion.pl/video/x9vows_geyve-tyrmanyy-bolgesi_sport
http://omervatansever.blogcu.com/geyve-de-yeni-kaya-tirmanis-bolgesi/3796430





10 Kasım 2009 Salı

Ve tırmanışla geçen bir haftasonu daha; Pelitözü, Bilecik

Haftaiçi boulderhanede her zamanki antrenmanımı yaparken Uğurların haftasonu Pelitözü'ne gideceklerini duydum. Daha önceleri Enginle muhabbetlerimizde bölgenin farklı bir tarzı olduğundan bahsediyordu. Her fırsatta oradaki rotaları görmek istediğimi belirtiyordum. Uğurlar beni de davet edince, heyecanla kabul ettim. Farklı bölgelerde tırmanmanın, tırmanışıma da katkısının olduğunun farkındayım.
Eve gider gitmez Öztürk ve Doğan'ın birlikte hazırladıkları Türkiye Kaya Tırmanış rehberini kurcalamaya başladım. Dereceler ürkütmüştü beni biraz ama yine de bölgeyi görmek istiyordum. Tedirgin olmanın bir manası yoktu, kendimi geliştirmek istiyorsam daha kararlı ve sıkı çalışmalı, tutkuyla tırmanmalıyım.
Cuma akşamı, iş çıkışı eve geçip hızlıca çantamı hazırladım, kamp malzemeleri, tırmanış malzemeleri, fotoğraf makinesi, yiyecek, içecek derken yüklü bir çanta oldu. Gece yarısı Pelitözü'ne varmıştık. Tünel ve yol yapımında çalışmış işçilerin bıraktıkları prefabrik odalarda çadırlarımızı kurup, uykuya çekildik.
Cumartesi öğleye doğru 11 sularında kalktık, kahvaltılık bir şeyler atıştırıp Mağara sektörüne doğru yola koyulduk. Yaklaşık 30-40 dakikada rotaların altına vardık. Fakat patikayla 200 metre civarı yükseldiğiniz için yorucu oluyor biraz. Hava açık ve güneşli, sıcaklık ise mevsim normallerinin 3-4 derece üstündeydi. Mağara sektörü öğleden sonra tamamen gölge oluyor. Mağaranın siyahımsı bir kaya yapısı var. Rotalar çok fazla çıkılmadığı için, tutamaklar temiz ve Ballıkayalardaki gibi mumlu değil. Negatif travers giden hatlar, mağaranın hemen yanındaki yüzeyler, negatifteki birbirinden ilginç rotalar, hepsi büyülemişti beni, inanılmaz etkilenmiştim. Genelde Ballıkayalarda tırmandığım için alışık değildim negatiflere, rotalar başımı döndürmüştü şimdiden.
Biraz ısınmak, biraz da tedirdinliğimi atmak için mağaranın 20-30 metre sağ tarafında bulunan Sincap Kapanı (VII) rotasını onsight red-point çıktım. Sektördeki rotaları denemem için, Uğur başlangıç olarak Kara Topuz (IX-) rotasını önerdi. Girişinde klip pozisyonu sıkıntılıydı biraz fakat kilit hamle denilen kara topuzu alarak 2. klibi yapmayı başardım. Aşağıdan bol bol betaları alıyordum fakat bu klipte oturdum. Sonraki hamleleri tasarlamaya başladım, istasyona kadar otura kalka gittim. İnerken tekrar rotayı gözden geçirerek hamleleri kafamda oturtmaya çalıştım. İkinci girişimde heyecanlıydım hayli, yine kilidi geçerek kara topuzu aldım, 3.bolta gitmeden diz sıkıştırarak dinlendim ve devam ettim, fakat istasyona gidemeden düştüm. Aslında çok yakındım bitirmeye, fakat heyecanımın ve hızlı gitmemin sonucu çıkamamıştım rotayı. Hava kararmaya başlamıştı, eşyalarımızı toparlayıp kampa indik. Bol ton balıklı makarnayı midemize indirip, birer kadeh şaraplarımızı yudumladık müzik eşliğinde ve muhabbetle.
Bütün gece rota aklımdan çıkmadı, hamleler, dinlenme pozisyonları, klipler. Öğleye doğru tekrar mağaranın altındaydık. Birkaç esneme hareketinden ve kısa boulder hamlelerinden sonra rotaya üçüncü kez girmeye hazırdım. İlk klipte yine tedirgin olmama rağmen topuza rahat gittim ve dinlenme yerlerinde de nefesimi düzenleyerek, rotayı çıkmayı başardım. İstasyon boltundaki ekspresten de ipimi geçirince büyük bir mutluluk sardı içimi. İlk IX- derecemi de böyle güzel bir rotada çıkmak heyecan verdi bana. Rotadan inince aklım yine meşgul olmaya başlamıştı bile. Çok çalışmak, ter dökmek ve bol antrenman yapmak gerektiğini her tırmanışımda daha da iyi kavrıyordum. Bugünün ayrı bir tarihi yanı da vardı; Evren akıcı ve çok kararlı bir tırmanışla Venom (X) rotasını çıkmayı başarmıştı, X derece ilk Türk kadın çıkışı! Bugüne kadar Türkiye'de X-' ler çıkılmıştı fakat X çıkılamamıştı kadın tırmanıcılar arasında. Evren'in tırmanışını izlemek büyük bir keyifti benim için.
Biraz dinlendikten sonra Ayça'nın da çalıştığı Dünyayı Kurtaran Adam (IX+) rotasına girdim. Negatifte travers giden 15m civarinda bir rota, cepli güzel bir hat olmasına rağmen negatifte ilerlemek çok yorucu. Sanırım mesai harcamak gerekecek, hamleleri parça parça çözümledim fakat eğim ve tarz farklı. Bir dahaki sefere tekrar görüşmem gerekecek. Yine hava kararmaya başladı, apar topar toplanıp kampa indik. Kampı toplayıp yol üstünde İlhan Tan tesislerinde boşalan midelerimizi doldurduk.
Büyük emekler harcanmış bu bölgeye. Eskiden karayolu geçmediği için binbir zorlukla gelinip buralarda tırmanılmış, rotalar açılmış. Tırmanışa son dönemlerde başlamış biri olarak ne kadar da hazıra konduğumuzu farkedebiliyorum. Bölgede tırmanmış, rota açmış kişilere saygım sonsuz. Eğer yanlış bilmiyorsam rotaların neredeyse hepsi Doğan tarafından açılmış. Bu harika rotalarda tırmanma olanağı sağladığından dolayı Doğan'a minnettar olmak lazim, ayrıca emeği geçen herkese tabii ki de. Pelitözü sıkı rotaları, enteresan hatları, siyahımsı(mağara sektör) ve sağlam kaya yapısı ile gidilmesi gereken bir bölge. Etrafındaki ormanlar ve gizemli vadi sistemleri ile doğa harika, Yeni açılan tünel ve Bilecik yolu her ne kadar tarumar etse de...
7-8 Kasım 2009 Erkin Çakmak Not: Aşağıdaki linkten bölge ile ilgili rotalara ulaşabilirsiniz. sanırım bazıları hatalı fakat fikir vermesi açısından güzel; http://www.gezenbilir.com/index.php?topic=2786.0 Pelitözü ile ilgili birkaç link: http://www.dorukspor.com/sportirmanis/?p=68 http://www.dorukspor.com/sportirmanis/?p=1740 http://www.kirlibotlar.com/?p=80 http://www.mudadost.org/tirmanis-bolgeleri/pelitozu-bilecik/comment-page-1/ Oxygen dergisinde yayınlanmış Bilecik-Pelitözü ile ilgili yazı; http://www.oxygenoutdoor.net/oksijendergi/Oksijen-Dergi-No-1.pdf

5 Kasım 2009 Perşembe

Başlıyor...



Yaklaşık 2 yıldır olanca hızıyla tırmanmaya ve dağlara gitmeye çalışıyorum. Doğada olmak büyük bir zevk ve paylaşılamaz deneyimler içeriyor. İş hayatından oldukça sıkıldım ve aklım hep doğada. Olabildiğince ve dilim döndüğünce faaliyetlerimi paylaşmak, fotoğraflarımı sergilemek istiyorum. Dediğim gibi bu zamana kadar geç kaldığımın farkındayım fakat geçmiş faaliyetlerimden de zaman buldukça bahsetmek istiyorum. Görüşmek dileğiyle...